21 Mayıs 2016 Cumartesi

ORFOZ (KAYA BALIĞI) Kaya balığı türleri olan Orfoz ve Lagos MKÜ nün hazırladığı TÜBİTAK ın da desteklediği bir projeyle bugün koruma altına alındı. Daha çok zıpkınla sportif amaçlı avlanan bu balıklar günümüz de maalesef tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Uluslararası doğa koruma birliği tarafından da gözlem altına alınan bu tür umarım korunabilir. Su altı sporuyla uğraşanlar bilir bu balığı, çok meraklı olması ve cana yakınlığıyla dikkati çeker. Bu merakını çoğu zaman canıyla öder. Çok ince zımpara gibi pulları, kalın dudakları, çevreye uyumlu deri rengi, kocaman pörtlek gözleri ve kurşun kadar hızlı oluşuyla bilinir. Beyaz etli, muhteşem lezzeti olan bir balıktır. Mayıs aylarının ilk günlerinde sudan çıkıp kaya üstünde ya da kumluk alanda güneşlenmesiyle meşhurdur. Çocukluğum deniz kıyısında geçti, bu muhteremi benim de avlamışlığım var. En kalınından bir misina ve ucuna bağlı kocaman bir balık iğnesine taktığım yumruk büyüklüğünde ki yem ile iki kaya arasına sarkıttığım oltaya gelmesini ne çok isterdim. Bugün kayabalığının başına gelenleri gördüğümde üzülüyor ve kendime hayıflanıyorum. Onu denize daldığımda bir daha görememek hissi üzüyor beni. Efendim Evliya Çelebi bu balığı seyahatnamesin de nede güzel anlatıyor. Çelebi diyor ki : Nur-ı ilahi diye tabir edilen sıfatı ve çehresi için bed-çehre dediği kaya balığı kayfe levn de (kahverengi) bir turfe (tuhaf) bir balıktır. Gözleri sanki birer ur gibi başının üstünde yerleşmiştir. Balık kasapları bunu dilim dilim, çilim çilim idüp tuzlayup fırınlarda hara tutarlar ki, yemesi meşhur-ı afaktır. Cümle sayyadlar yani avcılar bu mahileri kasab-ı bazarda satup kar ederler. Kim asla semek rayihası yoktur. Gayet leziz çorbası baştan ve dahi bedeninden tavası olur diyor. Bu balığın lezzeti tartışılmaz, Özellikle 1 kg ın üstünde olanı ile Lagos şiş(kaya şiş) kafa ve bel kemiği ve derisinden insanı sarhoş edip sırt üstü döşeğe yatıran bir çorbası olur ki bir daha balık yiyene kadar tadı damak ta kalır. Löp Löp beyaz etiyle yapılan şiş ise cennet ikramı gibi çiğnemeden yutulur. insanın damak hafızasına çivi yazısıyla kazınan lezzeti ömür boyu dimağınızdan silinmez. Diyeceğim o ki, sık sık balık yiyelim lakin balıkçı tezgahların da gördüğümüz bu muhteremin küçücük yavrularını almayalım, avlamayalım. Sofralarınızdan balık, hanenizden bereket, bedeninizden sağlık eksik olmasın. Sevgi ve muhabbetle kalın. İ.Ünal Kahraman

0 yorum :

Yorum Gönder