Tok insanı bile acıktıran bir çarşısı vardır ki Uzunçarşı
adıyla meşhurdur. Habibi Neccar Cami'sinin bulunduğu kurtuluş caddesinden uzun
çarşıya çıkan yol 57 girişinden biridir. Çarşı girişinde sizi sağlı sollu fırınlar, kasaplar, şekerciler, turşucular, peynirin enva-i çeşidini bulabileceğiniz
peynirciler, kadayıfçılar, ayakkabıcılar, baharatçılar ve bilumum dükkanlar sizi
karşılar. Her biri ayrı bir yazı konusu ve fotoğraf çekmenize sebep olup bir
günde gezemeyeceğiniz kadar karmaşık bir yapıya sahip çarşıdır.Damak çatlatan lezzetiyle bir daha acıkmam sanırken yüz metre ilerde tarihi çınar ağacının gölgesinde ki bakla humusçusunun havanda takır takır dövdüğü haşlanmış bakla ve nohut çeker sizi kendisine.Tadına bakmak için sıcak pideyi daldırdınız mı tabağa artık teslim olursunuz bu lezzete.
Cam katremisten çıkan birde ev turşusu işte o zaman değmeyin keyfinize. "Yeter çatlaycım artık" derken imdada yetişir hemen karşıda duran emekli Kunduracı Rasim Usta. Közde demlemiştir çayını. Yörük gelini gibi ince belli bardakta bir bardak çay sizi ancak kendinize getirir.
Efendim çaydan sonra eski demircilere doğru kısa ve dolambaçlı bir yürüyüşün ardından dar sokaklarda size huzurlu bir ortam sunan çınar altında bulursunuz kendinizi. O da ne közde pişmiş künefeyi tepside havaya atıp çeviren Yusuf Usta tüm naifliğiyle sizi davet eder sündükçe sünen künefesinden yemeye.
İ. Ünal KAHRAMAN
Antakya Mutfak Sanatları
Telif Hakkı/Copyrights: Yazı ve görseller hiç bir şekilde izinsiz kullanılamaz. Tüm hakları yazara aittir.






